Sınır kişilik bozukluğu olarak da bilinen ‘’Borderline Kişilik Bozukluğu’’, bireylerin ruh durumunda hızlı ve orantısız değişimler olması, insan ilişkilerinde kararsız davranışlar ve günlük yaşamda işlevsellik problemlerine yol açan bir kişilik bozukluğu türüdür. Bireyler hissettiği duyguları çok uçta yaşar ve bu duygular ışığında ani ve dürtüsel davranışlarda bulunurlar. Kişilerin günlük rutinlerinde duygularını düzenlemesini ciddi anlamda etkileyen bu bozukluk, dürtüsellik ve düşük benlik algısıyla kendini belli eder.
Sınır Kişilik Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Borderline (sınırda) kişilik bozukluğuna sahip bireyler, genellikle düşük benlik algısına sahip olduklarından, yoğun duygusal dalgalanmalar yaşarlar ve kendilerini sürekli olarak boşlukta hissederler. Bu durum, ilişkilerinde sık sık çatışmalar yaşamalarına ve insanlarla olan bağlarının istikrarsız olmasına neden olur. Ayrıca, terk edilme korkusu ve yalnız kalma kaygısı, bu bireylerin başkalarıyla ilişkilerinde aşırı tepkiler vermelerine yol açabilmektedir. Düşük benlik algısı olan bireylerin kendilerine karşı öz eleştiride bulunmaları oldukça zor olduğundan, Borderline kişilik bozukluğunda bireyler yaptıkları davranışlar üzerine herhangi bir eleştiride bulunamaz, sergiledikleri davranışlarda ne gibi olumsuzluklar olduğunu belirleyemezler.
Dürtüsellik, Borderline kişilik bozukluğunun diğer önemli bir belirtisidir. Bu dürtüsellik, alışveriş çılgınlığı, aşırı yemek yeme, madde kullanımı, dikkatsiz araç kullanma veya riskli cinsel davranışlar gibi çeşitli zararlı ve riskli faaliyetlerde bulunma şeklinde kendini gösterebilir. Bu tür davranışlar, bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve ciddi sonuçlar doğurabilir.
Yine düşük benlik algısının sonucunda ortaya çıkan başkalarına bağımlılık, borderline bireylerin özelliklerinden biridir. Bu bağımlılık, onların sürekli başkalarının onayına ve desteğine ihtiyaç duymasına neden olurken aynı zamanda kendi değerlerini başkalarının fikir ve yargılarıyla oluşturmalarına sebep olur. Özellikle, terk edilme veya reddedilme korkusu, Borderline bireylerin başkalarına karşı aşırı bağlılık geliştirmesine neden olabilir. Bu korkular, genellikle gerçekçi olmayan veya abartılı bir şekilde yaşanır ve bireylerin başkalarının hayatlarında sürekli olarak onay aramalarına ve güvence istemelerine yol açar. Sonuç olarak, ilişkilerde dramatik ve ani değişiklikler, tutarsız davranışlar ve aşırı tepkiler görülebilir. Bu bağımlı davranışlar sonucunda ilişkide başka birçok sorun çıkabilir. Bu sorunlardan bazılarını ilişkilerde istikrarsızlık, kendine zarar verme davranışları ve yoğun duygusal tepkiler sonucu yaşanan krizler olarak sıralayabiliriz.
Sınır Kişilik Bozukluğuna Ne Sebep Olur?
Tam olarak nedeni bilinmemesine rağmen diğer kişilik bozukluklarında da olduğu gibi borderline için de sosyal, psikolojik ve biyolojik faktörlerden bahsetmek mümkündür. Biyolojik faktörler için genetik yatkınlık, bazı hormon dengesizlikleri ve beyindeki kimyasal dengesizlikleri sıralayabiliriz. Aile öyküsünde borderline bulunan bireylerin borderline kişilik bozukluğuna sahip olması daha olasıdır. Bunun haricinde yaşanılan travmatik öyküler, aile dinamikleri ve çevresel faktörler Borderline’a sebep olabilecek psikolojik etmenlerdir. Son olarak değişen toplum yapısıyla kişilik bozukluklarının toplumda daha sık gözlemlendiğinden bahsetmekte fayda vardır.
Borderline Kişilik Bozukluğu Tanısı Nasıl Alınır?
Erken ergenliğin başlamasıyla kendini belli eden borderline kişilik bozukluğu, tanı almak için uzman görüşüne ihtiyaç duyulan bir tür psikolojik rahatsızlıktır. Özellikle borderline gibi psikolojik boyutu yüksek bozukluklarda psikiyatrist veya terapist gözleminden geçmeden bu tanıyı almak mümkün değildir. Yukarıda bahsedilen belirtilerden birkaçını veya daha fazlasının kendinizde olduğunu düşünüyorsanız uzman bir görüşten destek almakta fayda olduğunu belirtmek isterim.
Borderline Kişilik Bozukluğu Tedavisi
Kendiliğinden geçmeyen ve bir tür zihinsel sağlık sorunu olan borderline kişilik bozukluğu, genellikle psikoterapi ve ilaç ile tedavi edilir. Psikoterapi, terapi boyunca bireyin düşünce, duygu ve davranış kalıpları üzerinde çalışarak onun daha işlevsel zihinsel düşünce kalıplarına sahip olmasına yardımcı olan tedavi türüdür. Uzman psikolog veya terapist tarafından yürütülen psikoterapi sürecinde birçok terapi yöntemi kullanılabilir. Borderline kişilik bozukluğu tedavisinde en sık kullanılan terapi yöntemleri arasında Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Şema Terapi ve Diyalektik Davranış Terapisidir.
Bilişsel Davranışçı Terapi: Borderline kişilik bozukluğu tedavisinde kullanılan yaygın yöntemlerden biri olan BDT, bireyin olumsuz düşünce ve davranış kalıplarını tanımasına ve bu kalıpları daha işlevsel ve olumlu hale getirmesine yardımcı olan bir terapi türüdür. Genellikle olumsuz düşünce ve yargı kalıplarına sahip olan borderline bireyler bu terapi sayesinde daha olumlu ve işlevsel kalıplar geliştirebilirler. Bunun yanı sıra genellikle yoğun ve dalgalı duygular yaşayan borderline bireyler, bu terapi ekolü sayesinde yaşadıkları duyguları daha iyi tanıyıp kabul edebilir ve bu duyguları düzenlemek için yeni teknikler öğrenebilirler.
Şema Terapi: Borderline kişilik bozukluğu dahil olmak üzere çeşitli kişilik bozuklukları tedavisinde kullanılan şema terapi, bireylerin erken yaşlarında oluşan ve sürekli olarak tekrarlanan olumsuz düşünce ve davranış kalıplarını hedef alarak bu kalıpları değiştirmeye çalışır. Borderline bireylerde yaygın görülen terk edilme, güvensizlik, duygusal yoksunluk ve değersizlik şemaları bu terapi yöntemiyle hedef alınarak değiştirilebilir. Aynı zamanda şema terapi, bireyin sahip olduğu olumsuz şemalarla başa çıkmak için kullandığı sağlıksız başa çıkma stillerini (kaçınma, teslim olma, aşırı telafi) tanımlar ve bu stilleri değiştirmeyi de hedefleyerek bireyin yaşamını daha işlevsel kılmayı sağlar.
Diyalektik Davranış Terapisi (DDT): Diyalektik Davranış Terapisi, Borderline Kişilik Bozukluğu tedavisinde özellikle etkili olduğu kanıtlanmış bir psikoterapi türüdür. DDT, borderline hastalarının duygu düzenleme, dürtü kontrolü ve kişilerarası ilişkileri iyileştirme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Zıtlıkların bütünleşmesi anlamına gelen diyalektik, bireylerin kabul ve değişim süreçlerini dengelemesine yardımcı olur.